Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin, "Yaptıkları tek şey yalan terörüne alet olmak, yalan terörü içerisinde faaliyet göstermektir. Dil uzatılan vakıflar, bu ülkenin değeridir." dedi.
Altun, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iddialarına ilişkin A Haber'de katıldığı canlı yayında, kullanılan tehdit diline ve bu tarz yaklaşımlara milletin ve devlete hizmet aşkıyla yanıp tutuşan bürokratların prim vermeyeceğini, haklı, onurlu, şerefli mücadelesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında olmaya devam edeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, son yirmi yılda Türkiye'yi çok ciddi bir atılım içerisinde dönüştürme mücadelesi verdiğini belirten Altun, şöyle devam etti:
"Çok ciddi bir kalkınma hamlesiyle bölgesel güç ve küresel güç olma yolunda, ortaya koyduğu başarılı performans ve siyasetle Türkiye'yi bu dönüştürme mücadelesinde biz, Cumhurbaşkanımızın sonuna kadar yanında, arkasında olmaya devam edeceğiz. Bu tehdit diliyle biz çok kez karşılaştık, bu yeni bir deneme değil. Çok açık net söylemek istiyorum, çok değil bundan 6 yıl önce bu ülke FETÖ'nün bir darbe girişimine şahitlik ettik. Bu darbe girişiminde kimlerin milletiyle beraber dimdik durduğunu herkes gördü. Sayın Cumhurbaşkanımızın milletiyle beraber nasıl dik durduğunu, nasıl bir mücadele verdiğini, darbe ve işgal girişimini nasıl püskürttüğünü herkes gördü.
Öte yandan kimlerin de saklanacak delik aradığını da hep beraber gördük. FETÖ dış güçlerin işgal ve darbe aparatıdır. Dış ağırlıklı bir terör örgütüdür FETÖ. Dışarıdan yönetilen bir terör örgütüdür ve bu terör örgüt, 15 Temmuz'da kimi hedef aldı, kimi öldürmeye kalktı? Cumhurbaşkanımızı hedef aldı, ailesini hedef aldı. Öte yandan kimi korumaya kalktı, kimi korudu kolladı, kimi tankların arasından geçirip de konvoyuyla, güvenli evlere uğurladı. Kim, darbe başarısızlığı uğradıktan sonra bu hain darbe ve işgal girişimine karışanları adeta kurtarmak için bu hain işgal girişimine kontrollü darbe dedi. Şimdi tankların arasından geçirilip de darbeciler tarafından korunup kollananlar bir şekilde Sayın Cumhurbaşkanımıza dil uzatmaya kalkıyor."
Türkiye karşıtlarının yine bir oyun denediğini bildiren Altun, "FETÖ'nün sözcülüğünü, onunla aynı dilde stratejiyi kullananlar, yine yalan ve iftira üzerinden algı operasyonuna kalkışıyorlar. Yine itibar suikastı yapmaya kalkışıyorlar. Bataklıkta debeleniyorlar esasında. Daha geriye gidelim, ikna odaları ve katsayılı utancını bu ülkeye yaşatanlar, küresel terör örgütlerinin tehdit diline sarılarak, bir şekilde bu ülkeye, bu millete yeniden parmak sallamaya kalkıyorlar." dedi.
"Bu ülkenin liderine parmak sallamaya kalkıyorlar, bu çaresizliktir, acziyet içerisinde olduklarının belgesidir" değerlendirmesinde bulunan Altun, şunları kaydetti:
"Yine siyaset üretemediklerinden belgesidir. Biz, bu tehdit dilini 17-15 Aralık'ta da gördük. 15 Temmuz'dan önce de gördük. Yine, 'Erdoğan'ın sonu da Menderes gibi olacak.' diyenlerden bu dili biz çok iyi biliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız iktidara geldiğinde Demokles'in kılıcı gibi Menderes örneğini onun tepesinde tuttular. Ve darbeci refleksler farklı şekillerde, yine bu kanaldan Cumhurbaşkanımıza yönelmeye kalktı. Cumhurbaşkanımız için bunları söyleyenleri, biz 15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi yine gördük. Bu iftiraları atanların FETÖ'nün kanallarında aynı sözleri, 17-25 Aralık sürecinde söylediklerini de gördük.
Şunu çok net vurgulamamız lazım, Cumhurbaşkanımız bu hainlerin karşısına, milletiyle beraber hep dimdik durmuştur. Bu vatanı, bu tür terör örgütlerine, arkasındaki güçlere karşı da savunmuştur, teslim etmeyeceğini de tüm dünyaya da haykırmıştır. Biz de milletimiz de 'kaçıyor' diyenleri de tanıyoruz. Onlar, şimdilerde yurt dışında ne yapıyorlar? Ülkemiz için kara propaganda faaliyetlerine ortak oluyorlar. Her türlü hain propagandayı sürdürüyorlar. Terör örgütleriyle beraber. İş birlikçilik yapıyorlar ve bunların ellerinde kağıtlar tutuşturulduğunu görüyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, milletin geleceği için mücadele ettiğini vurgulayan Altun, "Ve bu bir cesur liderlik meselesidir. 'Kaçacak' yalanlarına sarılmak da, 15 Temmuz darbe gecesinde olduğu gibi çok net söylüyorum, evlere sığınıp siyasi kariyerin yalan ve hileye borçlu olanların işidir. Bunlar milletimizin gönlünden Cumhurbaşkanımızı söküp atamazlar. Bunu bildikleri için bu yalanlarla devletimizi, bürokratlarımızı korkutmaya çalışıyorlar. Bizleri kendilerine göre korkutmaya çalışıyorlar. Türkiye devleti sistemini işlemez hale getirmeye çalışıyorlar." diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin büyük, Türkiye siyasetinin ise demokratik olduğun belirten Altun, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunun altını çizdi.
"Siyasal rekabet alanında demokratik bir çerçeve içerisinde yarışma imkanı varken, ülkenin geleceği, gençleri için çözüm önerileri sunmak varken, bu tür yalanlarla kendilerine göre kampanya yapma gayreti içerisindeler" diyen Altun, şunları kaydetti:
"Oysa yaptıkları tek şey yalan terörüne alet olmak, yalan terörü içerisinde faaliyet göstermektir. Dil uzatılan vakıflar, bu ülkenin değeridir. Bu ülkede sivil toplum son derece gelişmiştir. Son 20 yılda Türkiye'de sivil toplum alanı Türkiye'nin demokratikleşmesiyle birlikte daha da genişlemiştir. Burada adı anılan TÜRGEV de ENSAR da bu ülke için bu ülkenin gençleri için yasal bir şekilde, kamu denetimine tabi, şeffaf, hesap verilebilirlik ilklerine uygun şekilde faaliyet gösteren kurumlardır. Aynı zamanda bu kurumlar, uluslararası alanda da faaliyet gösteren kurumlar. Uluslararası alanda faaliyet gösteren bu kurumlar, faaliyet gösterdiği ülkenin hukukuna, kurallarına uyun bir şekilde hareket ediyorlar. ABD'de 1930'lu yıllarda çıkmış bir para yasası var. Amerikan Adalet Bakanlığı bu çerçevede TURKEN'e demiş ki 'Buraya gel kaydol.' TURKEN de gitmiş oraya kaydolmuş. Kayıt esnasında da birtakım belgeler beyan etmiş. Onları da Adalet Bakanlığı internet sitesinde yayımlamış. Burada yayımlanan belgeleri sanki gizli belgeleri eline geçirmiş gibi sallayıp da buradan bilgiler sunmak çok büyük bir haksızlıktır."
ABD'deki TURKEN binasının son halini hatırlatan Altun, burada, vakıfların bağışlarıyla, büyük bir hayır severlikle prestijli bir projeye imza atıldığını, Türk öğrencileri destekleme yolunda gayret sarf edildiğini vurguladı.
Türkiye'nin geleceğine hizmet etmenin, hayırlı, faydalı bir şekilde yol almanın güzel insanların işi olduğunu belirten Altun, şöyle konuştu:
"Bunu bozmaya kalkmak, bunun olmaması için mücadele etmek kötü insanların işidir. Bu kötülüklere milletimiz hiçbir zaman pirim vermedi, vermeyecek. Sayın Cumhurbaşkanımız, son 20 yılda bu ülke için çok büyük mücadele verdi. Ve bu mücadeleyle ülkemiz bugün itibarlı, güçlü, kudretli bir bölgesel ve küresel aktör oldu. Buna uygun olarak elbette bütün kurumlarımız da bütün aktörlerimiz de güçlendi ve ülkemiz için gayret etmeye devam etti, ediyor. Bu güzel yolda bizleri, bu güzel işleri yapanları bu tür girişimler yolundan edemeyecektir. Bu tür tehdit dili sadece Türkiye siyasetinin dilini bozmaktadır. Muhalefetin de bu anlamda çaresizliğini ortaya koymaktadır."
Altun, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi hukuki yollara başvuracak mı?" sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu zamana kadar bu türden yalan terörüne karşı çok ciddi bir hukuki mücadele verdiğini ve bu mücadelede çok ciddi yol aldığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her daim bu anlamda hukuki mücadelesini vereceğini ifade eden Altun, "Buradaki iftiralar da bu anlamda açık ve net bir şekilde hukuki bir mücadele verilmesi gereken hususlardır. Sayın Cumhurbaşkanımız, mutlak suretle bu yaklaşımlara, bu tür iftiralara karşı güçlü bir hukuk mücadelesi ortaya koyacaktır." dedi.