Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklenen Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilen “Agrigenomik Merkez-Hayvan ve Biyki Genomatik Araştırmaları İnovasyon Merkezi” projesinin açılışına katıldı.

Burada konuşan Bakan Pakdemirli, bakanlık olarak tarımsal Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) alanında yapılan her bir yatırımın, bu ülkenin geleceğine yapılan bir yatırım olduğunu çok iyi bildiklerini belirterek, “Bugün Türkiye; bulunduğu coğrafyanın en büyük ve en güçlü tarımsal Ar-Ge altyapısına sahip ülkesidir. Bakanlık olarak Ar-Ge çalışmalarımıza yıllık yaklaşık 1 milyar lira kaynak ayırıyoruz” dedi.

“Elektrikli traktörümüzün inşallah seri üretimine önümüzdeki yılın ocak ayında başlıyoruz”

Pakdemirli, son 3 yılda Türkiye'nin ilk yerli ve milli elektrikli traktörünü seri üretime hazır hale getirdiklerini ifade ederek, “105 beygir gücünde, 45 ila 55 dakika arası yüzde 100 şarj olabilen ve 8 kat daha az yakıt tüketimi sağlayan elektrikli traktörümüzün inşallah seri üretimine önümüzdeki yılın Ocak ayında başlıyoruz” diye konuştu.

Pakdemirli, Elektronik Hayvan Takip Sistemimiz, Türkiye'nin milli sermaye ve milli Ar-Ge ile geliştirilen ilk hayvan takip sisteminin Cuma günü lansmanını yapacaklarını duyurdu.

ÜZERİNDE ÖZELLİKLE DURDUĞUMUZ HAYVAN VE BİTKİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE ISLAH ÇALIŞMALARI, TARIMSAL ÜRETİMİN GELİŞMESİ İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIMAKTADIR

Bugün açılışı yaptıkları bu inovasyon merkezinin gıda güvenliği anlamında çok değerli olduğunu söyleyen Bakan Pakdemirli, şöyle devam etti: “6 laboratuvardan oluşan bu Merkezdeki teknolojiler, üretimde verimliliği ve kaliteyi sağlayacak alt yapıya sahip. Yine bu teknolojilerin, çiftçiler ve diğer faydalanıcıların ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması da, teknoloji ve üretimin doğrudan buluşması açısından ayrı bir önem taşıyor. Bu Merkezdeki çalışma konuları içerisinde yer alan ve bizim de Bakanlık olarak üzerinde özellikle durduğumuz hayvan ve bitki yetiştiriciliğinde ıslah çalışmaları, tarımsal üretimin gelişmesi için büyük önem taşımaktadır.”

Son 19 yılda, dönüme buğday veriminin yüzde 41, şekerpancarı veriminin yüzde 54, ayçiçeği veriminin yüzde 84, mısır verimi yüzde 124 arttığına dikkati çeken Pakdemirli, “10 dönüm tarlası olan bir buğday üreticisinin tarlası şimdi 14 dönüme, şekerpancarı üreticisin 15 dönüme, ayçiçeği üreticisinin 18 dönüme, mısır üreticisinin 22 dönüme denk gelmektedir. Ve bunu da ilave bir tarla almadan, cebinden para harcamadan yapmıştır” dedi.

ARTIK YETİŞTİRİCİMİZ, 4 HAYVANDAN 7 HAYVANA DENK SÜT, 2 SIĞIRDAN 3 SIĞIRA DENK ET ALABİLİYOR

Son 19 yılda sığırda ortalama et veriminin yüzde 60 artışla 296 kilograma süt verimi yüzde 85 artışla 3 bin 158 litreye yükseldiğine dikkati çeken Bakan Pakdemirli, “Artık yetiştiricimiz, 4 hayvandan 7 hayvana denk süt, 2 sığırdan 3 sığıra denk et alabiliyor. Atalarımızın bu konuda da bir sözü var. ‘Bir koyundan iki post çıkmaz' demişler. Doğru bir koyundan iki post çıkmaz. Ama geliştirdiğimiz teknolojilerle bir hayvandan daha fazla verim alıyor, hem üreticiye hem üretime katkı sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi.

Bakan Pakdemirli, açılışını yaptıkları Agrigenomik Merkezi - Hayvan ve Bitki Genomik Araştırmaları İnovasyon Merkezi'nin Türkiye'nin tarımına farklı bir soluk getirmesini, sektöre ve Türk milletine hayırlı olmasını dileyerek sözlerini sonlandırdı.Programın ardından Bakan Varank ve Bakan Pakdemirli, Agrigenomik Merkez-Hayvan ve Biyki Genomatik Araştırmaları İnovasyon Merkezi'nin açılışı için kurdele kesti. Ankara Valisi Vasip Şahin'in de katıldığı program Varank ve Pakdemirli'nin Merkezi gezmesi ile son buldu.

GSMH'nın yaklaşık yüzde 7,5'ine ve 2020 yılı için yaklaşık 47 milyar dolarlık tarımsal üretime tekabül eden gıda üretimi, Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden biridir. Türkiye, geniş tarım alanları, çeşitli iklim, altyapı ve işgücü kaynakları ile temel ve yüksek teknolojili gıda ürünlerinin üretiminde yenilikçi teknolojilerin uygulanması için büyük bir potansiyele sahip. Bu potansiyelin kullanılmasına yardımcı olmak için geliştirilen AgriGenomik Hub Projesi, gıda üretimi alanlarında genomik biyoteknoloji uygulamalarını kullanarak Ar-Ge gruplarının kapasitesini ve KOBİ'lerin rekabet gücünü artırmayı hedefleniyor. TÜİK rakamlarına göre 2020'de biyoteknoloji sektöründeki işletmelerin yaklaşık yüzde 60'ı tarım veya çevre biyoteknolojisi alanında çalışmaktadır. AgriGenomik Hub, bu nedenle yüksek katma değerli bu sektörlere doğrudan hizmet sağlayacak.

Mustafa Cenik - Bayram Türüdü