Yeniden Merhaba

Yok yok, yine magazin yazısı yok. Ne anlatacağım biliyor musunuz bu yazıda? Görgüsüz elitleri ve lümpen entelleri.

Belki ilginç geldi size bu giriş; kiminiz benden böyle bir yazı beklemiyordu, kiminiz aaaa ne ayıp dedi, kiminiz ise merakla bekliyor nelerden bahsedeceğimi. Ve tabii ilerleyen satırlarda elit ne demek, entel ne demek sözlük anlamını yazacağım. O halde başlayalım!

Uzun bir süredir insanları, yaşam şekillerini inceliyorum detay detay, nokta nokta. Yani ‘zorla gel bana bak’ diyorlar zaten. Eski okuyucularım bilir gözlemci, kritik yapan tüm bunların üzerine öz eleştiri yapıp kendine bile olumsuzluklardan pay çıkaran biri olduğumu.

Aslına bakarsanız burada yazacaklarımla ben, birçok insanın iç sesi olacağım bunu biliyorum. Instagram hesabımda böyle bir yazı hazırladığımdan bahsettiğimde gelen mesajları görmeliydiniz. İsim vererek, şunu da yaz bunu da yaz şeklinde ünlü isimlerden bahsedildi. Tabii ki isim vermeyeceğim payı olan, üzerine alınır zaten. Örneklere geçelim mi?

Şahıs İç Anadolu’nun bir köyünde ekonomik olarak zor şartlarda doğmuş, okumuş büyümüş. Ailesi ona o zor şartlarda okuma imkânı vermiş. Şahıs İstanbul’un tam ortasında kurumsal bir firmada işe girmiş. Şansı ve başarısı ile kendi iş yerlerini açmış, maddi manevi büyümüş anlayacağınız. Türk filmlerinde kırsalda, zorlukla büyüyen ve başarıya ulaşmış insanların melek gibi olduğunu biliriz değil mi? Aslında hiç de öyle değil gerçek! Bu şahıs doğduğu büyüdüğü köyün insanlarını ve diğer köylüleri küçümseyen, ellerindeki çapa nasırı iyileştiğinden sanırım 5 göbek elit kesime mensup aristokrat havaları ile ortalarda dolaşıyor. Şaka değil, gerçeğin ta kendisi. Ona ‘günaydın’ diyen elemanını baştan aşağı süzüp cevap vermeden ilerliyor. İnsanlara bu şekilde davranarak geçmişinden intikam alıyor aslında farkında mısınız? Kendisinden yüksek gördüğü kişilere daha bir tavırlı yaklaşıyor. ‘Ben büyük adamım’ diyor ne kadar minik olduğu ile yüzleşmek istemediği için.

İkinci şahsa geçelim. Memur bir annenin babanın çocuğu, yurdum insanı olarak doğup büyümüş sonra bir şekilde ünlü olmuş. Farklı bir dünyaya girmiş cemiyetten insanlar, peşinde hayranlarının dolaştığı birçok insan ile tanışmaya başlamış. Onlara ayak uydurması lazım öyle değil mi? Bunu sindirerek yapmak yerine nasıl davranmış? Kopyala yapıştır yaparak! Hayatında kızartma ve buğulama dışında balık pişirme yöntemi görmemiş ama kırk yıllık suşi sever gibi davranıp, somon balığını çiğ halde üzerine limon sıkılmalı diyerek yemiş, hatta bir de bunu ‘bakın ben böyle bir hayat yaşıyorum’ der gibi paylaşmış. Adama demezler mi ‘sen önce konuşmayı hitap şeklini öğren’ diye? Geçelim…

Bir de blogger ve influncerlar var ki bu tarz, evlere şenlik. Yabancı dizi izleyip, kedi sahiplenip (sahiplenmekten kastım cins kedi satın almak), kahve ve kitap eşliğinde paylaşım yaparak elit olduklarını sanıp, göstermeye çalışıyorlar. Çünkü onların elit olma ölçüleri böyle. Durum tam da bu, göstermelik. Aslında Cennet Mahallesi, Kurtlar Vadisi ve Çukur gibi dizileri küçümseyip, tekrarlarını izlediklerini kim bilir değil mi? Klasik müzik paylaşımı yapıp, aslında Müslüm Gürses dinlediklerini mesela? Hepsi için aynı şeyi söylemesem de bu köşeye konu olacak kadar fazlalar biliyor musunuz? Yurdum insanına, öğrencilere kanaat önderliği yapmak için soyunmuş bu insanlar sürekli dev markalardan giyinir, dev markalardan parfüm kullanır, yersen. Ne kadar da şirinler…

Gelelim yukarıda tarif ettiğim insanların bilmediğini düşündüğüm elit ve entel kelimelerinin sözlük anlamlarına. Elit: Bir toplumda saygın ve etkin mevkilerde bulunan ve toplumun eğitim, ekonomi, siyaset, askeriye, din, sanat vb. alanlarıyla ilgili etkinliklerin denetimini elinde tutan kişi. Peki entel nedir? Kapsamlı bilgi, birikim gerektiren soyut konularla derinlemesine ilgilenen kişi.

Tüm bunlardan sonra diyeceğim o ki, 38 beden halinizle 48 beden elbiseye girmiş gibi kötü görünüyorsunuz, yapmayın! Sizi de anlıyorum; ortama uymak, takdir görmek istiyorsunuz ancak bu kendinizi donatmadan ulaşabileceğiniz bir son değil. İnsanları küçümseyerek, olmadığınız gibi davranarak, altını dolduramayacağınız cümleler kurarak doğru sonuca ulaşamazsınız. Size şu halinizle alkış tutanların tamamı samimiyetsiz, çıkar bekleyen kişilerdir bunu bilin.

Elit ve entel anlamlarını bir kez okuyun, bir kez daha okuyun; içinde kendinizi bulabildiniz mi? Ne kadarlık bir bölümünde buldunuz? Tamamlanın, donanın. Olgunlaştığınızda şu hata olarak gösterdiğim tavırların hiç birini zaten yapmayacaksınız. Yani elemanınız size günaydın dediğinde, sizin de gülümseyerek günaydın demeniz her iki tarafı da mutlu edecek. Pişmemiş bir balığı yerken fotoğraf çekip sosyal medyada paylaşmak size zevk vermediği gibi rahatsız edecek, ‘ben bunu nerede yapıyorum, ne gerek var’ diye düşüneceksiniz. Kebap yiyenleri küçümsemeyecksiniz. Çünkü kebap bizim kültürümüzde var, suşi yok.  Aslında sadece bir tane, bilmem ne marka ayakkabınız varken tüm ayakkabılarınız o markadanmış gibi göstermeye çalışmak samimiyetsiz gelecek, böyle bir şeyi asla düşünmeyeceksiniz bile.

Şimdi bana huydur değişmez demeyin. Donanarak, okuyarak, gözlemleyerek huy değişmez ama iyileşir.

Sevgimle